Cumartesi, Mayıs 3, 2025

Sinpaş YTS’den “Birlikte Zirveye” Yolculuğu

0
Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Avni Çelik

Konut, araç ve çatılı iş yeri talebine faizsiz finansman desteği sağlayan Sinpaş Yapı Tasarruf Sandığı (Sinpaş YTS), “Birlikte Zirveye” mottosuyla genel müdürlük çalışanlarıyla bir araya geldi. İstanbul Polat Bosphorus Otel’de düzenlenen iki günlük çalıştay ve gala yemeğinde, 2024 yılı kapsamlı bir şekilde değerlendirilirken, 2025 hedefleri ve 2026 stratejileri de belirlendi. Etkinlikte, Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Avni Çelik, Sinpaş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik ve Sinpaş YTS Genel Müdürü Merve Onarlı katılımcılara hitap etti.

Sinpaş Yapı Tasarruf Sandığı (YTS), “Birlikte Zirveye” mottosuyla genel müdürlük çalışanlarını İstanbul Polat Bosphorus Otel’de düzenlenen özel bir etkinlikte bir araya getirdi. İnovasyon, eğitim ve kariyer gelişimine verdiği önemi bir kez daha vurgulayan Sinpaş YTS, organizasyon kapsamında 2024 yılını değerlendirirken, geleceğe yönelik stratejilerini de şekillendirdi.

Gelecek vizyonuna dair çalıştay yapıldı

2024 yılında sektör ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı sergileyen şirket, insan kaynağı ve müşteri sayısındaki artışla dikkat çekti. Bu ivmenin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen çalıştayda; insan, müşteri, teknoloji, sektör ve rekabet başlıklarında atölye çalışmaları düzenlendi. Tüm birimlerin aktif katılımıyla oluşturulan aksiyon havuzu, şirketin uzun vadeli stratejilerine ışık tuttu. Gala yemeğinde çalışanlara özel hediye çekilişi düzenlenirken, etkinlik sonunda sanatçı Bora Öztoprak’ın konseriyle katılımcılar keyifli anlar yaşadı. Etkinliğin ilk akşamında düzenlenen gala yemeği Sinpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Avni Çelik, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik ve Sinpaş YTS Genel Müdürü Merve Onarlı’nın katılımıyla gerçekleşti.

“Biz, yarım asırlık bir hikayenin kahramanlarıyız”

Sinpaş’ın 51 yıllık köklü geçmişiyle sektöründe öncü, saygın ve güçlü bir kurum olduğunun altını çizen Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Avni Çelik, Biz, yarım asırlık bir hikayenin kahramanlarıyız. Bu kadar uzun soluklu ve sürdürülebilir bir başarıya sahip firma sayısının ne kadar az olduğunu hepimiz biliyoruz. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız: Bir yöneticinin performansı, ekibindeki en zayıf halkayla sınırlıdır. Bu nedenle, her birinizin katkısı bizim için son derece kıymetli. Kariyer yolculuğunuza böyle güçlü bir yapı içinde, sağlam adımlarla başlamış olmanız büyük bir avantaj. Attığınız bu adımlar, ileride yazacağınız başarı hikâyelerinin temelini oluşturacak. Ben, hep birlikte çok daha büyük hedeflere ulaşacağımıza ve bu başarıyı omuz omuza inşa edeceğimize yürekten inanıyorum” dedi.

“2024 yılı, şirketimiz için bir milat oldu”

Gala gecesinde konuşan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik 2024 yılının gerçekten bir atılım yılı olduğunu belirterek şunları söyledi: “2024 yılı, Sinpaş Yapı Tasarruf Sandığı şirketimiz için bir milat oldu. Şirketimiz, grubumuzun en genç ve en yeni şirketlerinden biri, ancak hep birlikte çok daha iyi noktalara ulaşacağımıza inanıyoruz. Geçen yıl altyapımızı ve üst yapımızı kurduk; sizler de büyük bir özveriyle çalıştınız. Sektör ortalamasının çok üzerinde bir büyüme kaydettik. Geçen yıl kasım ayında belirlediğiniz hedefler için iddialıydınız ve biz de bu hedeflerin gerçekleşmesini bekliyoruz. İnsan kaynağımızı da ciddi şekilde güçlendirdik. Önümüzdeki dönemde, aramıza birçok yeni arkadaş katılacak. 2025 yılında hedeflerimizi tam olarak gerçekleştirmeyi diliyor, 2026’da daha büyük bir vizyon ve hedeflerle bir arada olmayı umuyoruz.”

“Yüzde 300’lük bir büyüme gerçekleştirdik”

Şirket olarak hızla büyüdüklerinin altını çizen Sinpaş YTS Genel Müdürü Merve Onarlı, ekip çalışmasının önemini vurgulayarak “İnsan kaynakları, finans, satış, operasyon, pazarlama ve müşteri ilişkileri gibi tüm birimlerin kendi ekipleriyle birlikte vizyonlarını ortaya koymalarını son derece önemsiyoruz. Unvanı ne olursa olsun, herkesin fikrini özgürce ifade edebileceği bir çalışma ortamı yaratmaya gayret ediyoruz. Bizce gerçek başarı, tam da bu anlayıştan doğuyor. Başarılarımızın ödüllerini de bir bir topluyoruz. Geçtiğimiz yılın ocak ayına kıyasla insan kaynağımızı üç katına çıkardık, müşteri sayımız ise dört katına ulaştı. Ciroda da dikkat çekici bir artış yakaladık. Sektör ortalamasının yüzde 200 büyüdüğü bir dönemde, biz yüzde 300’lük bir büyüme gerçekleştirdik. Bu ivmenin sürdürülebilir olması için merkez ekiplerin de aynı hızda gelişmesi ve stratejik katkılar sunması kritik önem taşıyor. Biz, içeriden yetişen kadrolarla büyümeye inanan bir yapıya sahibiz. Bu anlayışla, sadece bugünün değil, geleceğin de lider kadrolarını yetiştirerek, şirketimizi daha büyük başarılara taşımayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 2025 Yılında da İnşaat Sektörünün Buluşma Noktası Oldu!

0
Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul, 2025 Yılında da İnşaat Sektörünün Buluşma Noktası Oldu!

Dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ve yeni iş birliklerinin kurulmasında büyük role sahip, bölgenin en güçlü iş birliği platformu Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a bu yıl 19 ülkeden 437 katılımcı ve 765 marka katıldı. 62 ülkeden 408 davetli satın almacıya dört gün boyunca ev sahipliği yapan Yapı Fuarı, 126 ülkeden toplam 43.592 ziyaretçiyi İstanbul’da buluşturdu.

Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen, Türkiye dışında Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan alıcıları cezbeden Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul5.487’si yabancı olmak üzere 126 ülkeden toplam 43.592 ziyaretçiyi İstanbul’da ağırladı. Yapı, inşaat malzemeleri ve teknolojileri alanında dünyanın en büyük fuarları arasında yer alan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da, 437 katılımcı ve 765 marka yer aldı.  Büyük ilgi gösterilen fuarda, ziyaretçi yoğunluğunda geçen yıla kıyasla %24 oranında artış görüldü.

16-19 Nisan tarihleri arasında küresel yapı ve inşaat sektörünün temsilcilerini İstanbul’da buluşturan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, ilk gününden son gününe kadar yoğun bir program akışında gerçekleşti. İnşaat sektöründeki trendlerin masaya yatırıldığı, en son yapı teknolojilerinin sergilendiği Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, katılımcılarına sunduğu benzersiz ihracat olanaklarının yanı sıra sektör profesyonellerinin güncel bilgi alışverişi yapabilmeleri için de ideal bir platform görevi gördü. 

Fuarın, satın alma profesyonelleri ve katılımcıların yoğun ilgisiyle sektör için önemli bir buluşma noktası olduğunu ve yeni iş birlikleri ile pazar fırsatları yarattığını vurgulayan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul Direktörü Banu Keskin“47. Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul‘u, inşaat ve mimarlık sektörünün önde gelen isimlerini ağırladığımız, hareketli ve verimli bir atmosferde tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Sürdürülebilir yapı malzemelerinden dijital inşaat teknolojilerine, yenilikçi iş modellerinden uluslararası iş birliklerine kadar geniş bir yelpazede sunduğumuz içeriklerle sektörün geleceğine yön verdik. Sadece yeni ticari bağlantılar kurulmasına olanak sağlamadık, aynı zamanda katılımcılarımız ve ziyaretçilerimizle sektörümüzün dönüşümüne katkı sağlayacak değerli fikir alışverişlerine de ev sahipliği yaptık.

Fuarda gerçekleştirilen yoğun iş görüşmeleri, stratejik ortaklıklar ve yenilikçi çözümlerin yanı sıra, sunulan ihracat fırsatlarıyla inşaat sektörünün büyümesine de önemli katkı sağladığımıza inanıyoruz. Bu başarılı organizasyonun ardından, önümüzdeki yıllarda da sektörümüzü bir adım öteye taşıyacak projelere imza atacağımıza yürekten inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

62 Ülkeden 408 Davetli Satın Almacı Yeni İş Birlikleri İçin Yapı Fuarı’ndaydı

Yoğun katılımcı ve ziyaretçi ilgisi gören fuar, dünya yapı sektörünün odağındaydı. Üst düzey, güçlü karar vericiler ICA Events tarafından Türkiye’ye “VIP Alım Heyeti” programı kapsamında davet edildi. 62 ülkeden 408 davetli satın almacıya dört gün boyunca ev sahipliği yapan fuara %13’ü uluslararası olmak üzere toplam 43.592 ziyaretçi katıldı. Yapı Fuarı – Turkeybuild bu sene İtalya, Avusturya, Çin, Rusya, Tayland, Kore Cumhuriyeti, Portekiz, Mısır, Gürcistan, Çek Cumhuriyeti ve Azerbaycan’dan katılımcıları ağırladı. 

Yapı Fuarı Etkinlikleri Geleceğin İnşasına Rehberlik Etti

Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da 4 gün boyunca 30’dan fazla etkinlikte 85 konuşmacı ile mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar ve yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri gibi sektöre yön veren konular, her gün farklı bir tema altında ele alındı.

Altın Mıknatıs Stant Tasarım Ödülleri Sahiplerini Buldu 

47. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un geleneksel Altın Mıknatıs Stant Tasarımı Ödülleri, fuarın ikinci gününün sonunda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Mansiyon Ödülü’nü Petek Kontrplak’ın aldığı törende 1.lik Ödülü’ne Tokyay Kereste Orman Ürünleri, 2.lik Ödülü’ne Buschmann Tools, 3.lük Ödülü’ne ise Tantımber – Tanwood Orman Ürünleri değer görüldü.

Altın Mıknatıs Stant Tasarımı Ödülleri’nde “Standında En İyi Teknoloji Çözümleri Sunan Firma”: Boyut Çelik Kapı, “Standında En İyi Yaratıcı Kimlik Tasarımı Sunan Firma”: Novpor Isı Yalıtım, “Standında En İyi Ziyaretçi Etkileşimi Sunan Firma”: Fibrobeton Yapı Elemanları, “Standında Sürdürülebilir Çözümleri Sunan Firma”: Tis Teknolojik İzolatör olurken ICA Group Teşvik Ödülü’ ABC Granit / Emek Çelik Kapı adlı firmalar kazandı. 

Usta Mimarlarla Özel Fuar Turları ve Start-up’lara Özel Yapı Tech Garage

Yapı Fuarı kapsamında bu yıl yedinci kez düzenlenen etkinlik Yapı Master Class’ta ziyaretçilere mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunuldu. Yapı Master Class’a kayıt yaptıran ziyaretçiler, moderatörler ile fuar alanı içinde farklı ürün gruplarından katılımcı stantlarını ziyaret ederek günün teması ile ilgili sohbetlere katıldı. 

Ziyaretçiler, etkinlik konukları olacak usta mimar ve mühendisler ile doğrudan bağlantı kurma imkânına sahip olarak, deneyimlerinden faydalandı. Yapı Tech Garage‘da ise sektöre ezber bozan fikirler sunan start-up’lar, inovatif ürünlerini sergileme fırsatı buldular.

 2026 Yılındaki Yapı Fuarı için Rezervasyonlar Yapılmaya Başlandı!

2026 yılında 48’incisi düzenlenecek Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul ise şimdiden bir sonraki yıl için çalışmalarına başladı. Fuarda 4 gün boyunca oldukça yoğun tempoda gerçekleşen iş birliği görüşmeleri sonucunda, bu yıl çeşitli ülkelerden fuara katılan katılımcıların bir çoğu 27-30 Nisan 2026 Yapı Fuarı için şimdiden yerlerini ayırttılar.

İstanbul’un Kalbinde Yükselen Yeni Nesil Yaşam Merkezi: Çiftçi Towers Türkerler

0
Çiftçi Towers Türkerler

Çiftçi Towers Türkerler, İstanbul’un en değerli lokasyonunda, kentin finans, kültür ve sosyal yaşam aksının merkezinde, yeni nesil çağdaş şehircilik vizyonunu temsil eden prestijli bir yaşam merkezi olarak konumlanıyor.

Dünyanın en iddialı projelerinden biri olarak kabul edilen Çiftçi Towers Türkerler, Boğaz’dan Haliç’e uzanan kesintisiz panoramik manzarası, ileri düzey mimari standartları ve son teknolojiyle donatılmış akıllı ev sistemleriyle İstanbul’un çağdaş yaşam anlayışını yansıtan bir simge yapı olarak öne çıkıyor. Geniş yeşil alanları, yüzme havuzları, koşu parkurları ve sosyal yaşam donatıları gibi olanaklarıyla rezidans yaşam kültürünü yeniden tanımlıyor. Karma bir proje olarak tasarlanan Çiftçi Towers Türkerler, Mahall İstanbul adıyla şekillenen yeni nesil alışveriş konseptiyle birlikte daha da artacak olan yüksek yatırım getirisiyle de büyük ilgi görüyor.

Türkerler Holding güvencesi ve projeye özel KDV avantajı

Toplam 292 bin metrekare inşaat alanına ve arsa hariç 450 milyon dolar yatırım değerine sahip proje, 25 bin metrekare taban alanına oturan, zemin altı 10, zemin üstü 45’er katlı iki kuleden oluşuyor. Farklı zevklere göre dizayn edilen 296 özel konut seçeneğiyle geniş bir kitleye hitap ediyor. Çiftçi Towers Türkerler’de yatırım fırsatı arayanlar için satışı devam eden birinci el konut stoğu, Türkerler Holding güvencesi ve projeye özel KDV avantajıyla sunuluyor. Altyapıdan gayrimenkule uzanan yatırımlarıyla 20 yılda 10 milyon metrekareyi aşan inşaat kapasitesine ulaşan Türkerler Holding, kamu-özel ortaklığı projeleri (PPP), yeni maden yatırımları, metrolar, barajlar, tüneller ve gayrimenkul projeleri gibi güçlü referansları ile yatırımcılar için güvenli fırsatlar sunmaya devam ediyor.

Şehrin içinde sofistike bir yaşam

Projede iki kuleyi birbirine bağlayan geniş peyzaj alanı ve sosyal donatıları, şehir merkezinde doğayla iç içe bir yaşam sunuyor. Açık ve kapalı yüzme havuzları, spa & wellness alanları, tam donanımlı fitness salonu, buhar ve sauna odaları, kafe-bar alanı, 400 metrelik koşu parkuru ve heliport gibi üst düzey olanakları sayesinde şehrin merkezinde konforlu ve bütüncül bir yaşam konforu deneyimlemeyi sağlıyor.

Ulaşım Ağlarının Kesişim Noktasında

İstanbul’un en stratejik noktasında bulunan Çiftçi Towers Türkerler, metro, metrobüs gibi toplu taşıma ağlarına yürüme mesafesinde konumlanıyor. Levent, Taksim ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü gibi merkezi noktalara dakikalar içinde ulaşılabiliyor. İstanbul Havalimanı’na olan mesafesi ise sadece 35 kilometre. Bu da projeyi sadece yerli değil, uluslararası yatırımcılar için de öne çıkaran özellikleri arasında yer alıyor.

ARUP ve John McAslan & Partners’tan Mimarlıkta Ustalık Buluşması

Sydney Opera Binası ve Çin Olimpiyat Stadı gibi dünyanın en prestijli projelerinde imzası bulunan ARUP, Çiftçi Towers Türkerler’i de 600 metreyi aşan modern yüksek yapılar tasarlama konusundaki uzmanlığıyla hayata geçirdi. ARUP, altyapı tasarımı ve deprem mühendisliğindeki derin tecrübesiyle Japonya’dan Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada faaliyet gösteriyor.   Mimari tasarımı, İngiltere’den Japonya’ya uzanan birçok projesiyle “RIBA Yılın Binası” ve “Yılın Mimarı” gibi uluslararası ödüllerle mimarlık dünyasında standartları belirleyen John McAslan & Partners tarafından yapıldı.

Dünya standartlarında deprem güvenliği

Yapının dizaynında Türk Standartları ve Deprem Tasarım Yönetmeliği esas alınırken, uluslararası standartlar da göz önünde bulunduruldu. Zemin özelliklerinin belirlenmesi ve tüm süreç, üniversiteler tarafından onaylandı. Kolonların betonarme dayanıklılığını arttırmak için yüksek dayanımlı çelik çekirdekler kullanıldı. Olası bir deprem anında en iyi performansı gösterecek şekilde, merkezdeki “güçlü çekirdek perde” duvarlar ve onlara bağlı güçlü kompozit kolonlarla sağlam bir sistem oluşturuldu.

45 katlı kulelerin her biri, derin kazıklı temel sistemi üzerine inşa edildi. Sismik performans analizleri, en yüksek ivme değerlerine göre simüle edildi. Ayrıca deprem sonrası acil durum yönetimi için özel güvenlik sistemleri, jeneratör destekli altyapı ve tahliye senaryoları hazır olan projede, binaların sismik izolatörlü yapısı binaların güvenliğini artırıcı önemli bir role sahip.

Kulelerin taşıyıcı sistemi betonarme, temel sistemi radye temeldir. Yapılan Sondaja Dayalı Zemin ve Temel Etüdü Raporuna göre zemin sınıfı Z1/ZA olarak belirlendi. Türk Deprem Tasarım Yönetmeliği, ZA zemin sınıfını Türkiye’nin en sağlam zemin sınıfı olarak açıkladı.

Alışveriş yaşam ve gastronomi merkezi

Türkiye’nin en prestijli alışveriş yaşam ve gastronomi merkezi olarak tasarlanan Mahall İstanbul’un da kapılarını açmaya hazırlanıyor. Mahall İstanbul, 40 bin metrekarelik kiralanabilir alan üzerine konumlanan 200 mağazasıyla dünya markalarının İstanbul’daki adresi olacak.

Yatırım değeri 160 milyon dolar olan AVM projesi, 2025 yılının son çeyreğinde ziyaretçilerini ağırlamaya başlayacak. Seçkin markaları, özgün konsepti, ileri teknoloji altyapısı, sanat ve eğlenceye getireceği yenilikçi yaklaşımı ile alışverişi benzersiz bir deneyime dönüştürecek. Her unsuruyla fark yaratan bu yaşam alanı, Çiftçi Towers Türkerler sakinleri için farklılaşan şehir yaşamı ve lüks konut beklentilerinin de üzerinde bir konfor sağlayacak.

Türkerler Gayrimenkul Yönetim A.Ş Genel Müdürü İhsan Salar:

“Çiftçi Towers Türkerler’in İstanbul’un bu lokasyonunda, uzun zaman bir araya gelemeyecek özelliklere sahip son proje olduğunu söyleyebiliriz. Şehrin tam kalbinde, böylesine kıymetli bir arazi bulmak neredeyse imkânsız. Projemizin yapı uygulaması, altyapı tasarımı ve deprem mühendisliğindeki derin tecrübesiyle Japonya’dan Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren ARUP tarafından yapıldı. Sydney Opera Binası ve Çin Olimpiyat Stadı gibi dünyanın en prestijli projelerinde imzası bulunan ARUP, Çiftçi Towers Türkerler’i de 600 metreyi aşan modern yüksek yapılar tasarlama konusundaki uzmanlığıyla hayata geçirdi. Projenin mimari tasarımını da McAslan&Partners gerçekleştirdi. Çiftçi Towers Türkerler’in bulunduğu konum, lokasyonunun kıymetinin ötesinde zemin sağlamlığı açısından da son derece değerli. Yapılan Sondaja Dayalı Zemin ve Temel Etüdü Raporuna göre, bu zemin sınıfı Z1/ZA olarak belirlendi. Türk Deprem Tasarım Yönetmeliği, ZA zemin sınıfını Türkiye’nin en sağlam zemin sınıfı olarak açıkladı. Kulelerin sismik izolatörlü yapısı binaların güvenliğini artırıcı önemli bir role sahip.”

Çiftçi Towers Türkerler Teknik Özellikler  

  • Proje alanı: 292.000 m²
  • Rezidans alanı: 84.000 m²
  • Sosyal alan: 1000 m²
  • Kule yüksekliği: 196 m (45 kat)
  • Tavan yüksekliği: Net 3,15 m / Brüt 4 m
  • Toplam daire sayısı: 296 (2+1’den 5+1’e)
  • Otopark kapasitesi: 2.500 araç (rezidans) + 1.200 araç (AVM)
  • Her daireye özel depo alanları
  • AVM kiralanabilir alan: 40.000 m²
  • Mağaza sayısı:200

İnşaat sektörü belirsizliklere rağmen büyümesine devam ediyor

0
İnşaat sektörü belirsizliklere rağmen büyümesine devam ediyor

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), 2025 yılının ilk çeyreğine yönelik İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayımladı. Yılın ilk çeyreğinde sektörün, kamu yatırımlarındaki yavaşlama, yüksek maliyetler, nitelikli iş gücü eksikliği ve küresel ticaret savaşlarının yarattığı yeni finansal risklerden etkilendiği vurgulandı. Ülkelerin aşırı korumacı tedbirleri nedeniyle Türk inşaat sektörünün zorlanabileceğine dikkat çekilen raporda, buna karşın TÜİK tarafından açıklanan İnşaat Üretim Endeksi’ne göre Şubat ayında inşaat üretimi aylık bazda %0,3 azalırken, yıllık bazda %12,7 artış kaydettiği belirtildi.

Ekonominin genelinde 200’ün üzerinde alt sektöre yarattığı talep ve istihdam gücüyle lokomotif rolü üstlenen inşaat sektörünün önde gelen kuruluşlarını temsil eden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Nisan 2025 sayısını yayımladı. “Kırılgan Ekonomiler, Çalkantılı Siyaset ve Ticaret Savaşları” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler değerlendirildi.

Yayınlanan sektör analizi raporunun yanı sıra son yaşanan 6,2 büyüklüğündeki İstanbul Depremi’ne ilişkin de açıklama yapan TMB Başkanı Erdal Eren, “Hiçbir can kaybının yaşanmamış olması bizler için en büyük teselli kaynağıdır. Yaşanan deprem, yıllardır dile getirmiş olduğumuz üzere afet odaklı kentsel dönüşümün bir zorunluluk olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Ülkemizde 1999 Marmara Depremi öncesi şartnamelerle yapılmış çok büyük yapı stoku bulunmakta olup ‘afet odaklı’ yaklaşımla kentsel dönüşüm adımlarının hızlandırılması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliklerine göre sınıflandırılması için 2019 yılında çıkarılan ‘Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelik’, yurt çapında etkin ve taviz verilmeden uygulanmalıdır” dedi.

Aşırı korumacı politikalar belirsizlik yaratıyor

Raporda 2024 yılını tüm ekonomik ve jeopolitik olumsuzluklara rağmen, deprem bölgesinin yeniden inşasının da etkisiyle genel ekonominin üzerinde bir büyüme ile bitiren inşaat sektörünün, 2025 yılının ilk çeyreğinde de aynı konu ve sorunlarla yoluna devam ettiği belirtildi. Sektör için zorlu koşullara dikkat çekilen raporda, “Yurt içinde yüksek inşaat maliyetleri, tasarruf tedbirleri paketi çerçevesinde zorunlu haller ve deprem bölgesi hariç ara verilen kamu yatırımları ve durdurulan projelerin müteahhitlerinin tasfiye hakkı talebi, sektörün eleman sorunu devam ederken yurt dışında ise artan jeopolitik gerilimlere bağlı olarak yaşanan pazar kaybı, yurt dışında üstlenilecek projelerde teminat mektubu sorunu sektörün en önemli problemleri olmaya devam etmiştir. Bununla birlikte, ABD’nin fitilini ateşlediği ve giderek tırmanan gümrük vergisi krizi 2025 yılının ilk çeyreği biterken ticaret savaşlarına dönüşmüş, küresel, serbest ve adil ticaret sistemi yerini aşırı korumacı politikalara ve belirsizliğe bırakmıştır” denildi.

İnşaat maliyetlerinde 2020’den bu yana en düşük artış

TÜİK tarafından açıklanan İnşaat Üretim Endeksi’ne göre Şubat ayında inşaat üretimi aylık bazda yüzde 0,3 azalırken, yıllık bazda yüzde 12,7 artış kaydettiğine dikkat çekilen raporda, “İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde, Şubat ayında bina inşaatı sektörü endeksi aylık bazda %0,9 azalırken yıllık bazda %14,9 artmıştır. Bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi aylık bazda %0,2 azalırken yıllık bazda %10,3 artmış ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi aylık bazda %1,6 ve yıllık bazda %7,1 yükselmiştir. TÜİK tarafından açıklanan İnşaat Maliyet Endeksi verilerine göre malzeme ve işçilik maliyetlerindeki artış, ivme kaybına rağmen devam etmiştir. Endeks, Şubat ayında aylık bazda %1,24, yıllık bazda ise %23,94 oranında artmıştır. Böylece Kasım 2020’den bu yana en düşük yıllık artış görülmüştür. İnşaat Maliyet Endeksi kapsamındaki malzeme endeksi Şubat’ta aylık bazda %1,99 ve yıllık bazda %19,49 artarken; işçilik endeksi aylık bazda %0,02 azalmış, yıllık bazda ise %32,38 yükselmiştir” ifadelerine yer verildi.

Kamu yatırımlarında tasfiye imkanı verilmeyecek ise Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatında indirim şart

Raporda, arka arkaya sarsıcı gelişmelerle belirsizliğe sürüklenen politik gündemin, Türk lirasının değer kaybetmesinin yanı sıra risk primini artırarak gerek yurt içi gerek yurt dışı projelerin finansmanında firmaların zorluk yaşamasına neden olduğu ifade edildi. 30 Mart 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; demiryolu hattı, tramvay, monoray, finiküler, metro ve şehir içi raylı ulaşım sistemleri inşaat ve onarım işleri için vergi tevkifat oranlarının %1’e düşürüldüğünün hatırlatıldığı raporda, “Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, yaptığı basın açıklamasında, yayımlanan 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın sektör tarafından olumlu bulunduğunu, ancak sadece belli iş alanlarını kapsayan söz konusu kararın yanı sıra, ciddi sıkıntılar yaşayan sektörün kamu projelerinde vergi tevkifat oranının indirilmesi ihtiyacının bulunduğunu vurgulamıştır. Sektörde yaşanan derin sorunlar, yüksek enflasyon ve kredi faiz oranları dikkate alınarak, müteahhitlik firmalarının üzerindeki bu yüksek vergi yükünün hafifletilmesi gerektiğini ifade eden Başkan Eren, 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nda anılan iş kolları haricinde olup 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmiş veya kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar tarafından ihalesi yapılmış yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde hakedişler üzerinden yapılmakta olan Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatının %2 düzeyine indirilmesinin inşaat sektörü için önemli bir ihtiyaç olduğunun altını çizmiştir. Kamu yatırımlarında asıl beklentinin tasfiye hakkı olduğunu belirten Başkan Eren, hiç değilse bir miktar finansman desteği sağlamak üzere Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatında indirim yapılması konusunda TMB olarak konu ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde girişimde bulunduklarını dile getirmiştir” denildi.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nce 2025 yılının ilk çeyreğinin değerlendirildiği raporda, inşaat sektörüne ilişkin özetle şu tespitlere de yer verildi;

TÜRKMENİSTAN, LİBYA, IRAK ÖNE ÇIKIYOR: Türk inşaat sektörü, 2025 yılının ilk üç ayında yurt dışında 560 milyon ABD Doları değerinde 14 projeye imza attı.  1972’de Libya ile başladığı yurt dışı yolculuğu, 137 ülkede tamamlanan 12.505 projeyle toplamda 535,3 milyar ABD Doları büyüklüğünde bir portföy oluşturdu. En fazla iş üstlenilen ülkeler arasında Türkmenistan, Libya ve Irak öne çıkarken, Türk inşaat sektörü yurt dışı pazarda hızla büyümeye devam ediyor. Ancak sektördeki rekabet gücünü artırmak için finansman sorunlarının çözülmesi büyük önem taşıyor. 

UKRAYNA’DA ÖNEMLİ ROL ÜSTLENECEKLER: 2025 yılı, Türk inşaat sektörü için önemli fırsatlar sunuyor. Rusya-Ukrayna savaşının ardından Ukrayna’nın yeniden inşası, Türkiye’nin inşaat sektörü için öncelikli bir hedef haline geldi. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), bu süreçte çalışmalarını sürdürüyor. 13 Mart 2025’te Kiev’de gerçekleştirilen Türkiye-Ukrayna Yeniden İnşa Görev Gücü toplantısında, projelere devlet garantisi sağlanacağı ve uluslararası finansal iş birliklerinin kurulacağı belirtildi. Yeniden inşa sürecinde ulaştırma, lojistik, enerji, konut ve sosyal altyapı gibi öncelikli alanlara odaklanılacak. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Türk müteahhitlerinin bu süreçte önemli bir rol üstleneceğini vurgulayarak, iki ülke arasındaki ticaretin güçlendirileceğini belirtti. 

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE GÜVEN KAYBI: Türkiye İnşaat Sektörü Güven Endeksi, 2025’in ilk çeyreğinde önemli seviyede bir düşüş gösterdi. Bu düşüş, sektördeki belirsizliklerin arttığının ve yatırımcı güveninin azaldığının bir göstergesidir. İnşaat projelerinin ertelenmesi, yeni projelere başlanmaması ve mevcut projelerdeki finansman zorlukları sektördeki güven kaybını pekiştirdi. Müteahhitler, sektördeki ekonomik dalgalanmalara ve hammadde tedariğindeki sıkıntılara karşı daha dikkatli bir yaklaşım benimsemeye başladı. 

İPOTEKLİ SATIŞLARDA ARTIŞ, İLK EL SATIŞLARDA DÜŞÜŞ GÖRÜLÜYOR: 2025’in ilk çeyreğinde ipotekli konut satışlarında belirgin bir artış gözlemlendi. Faizlerin yüksek olmasına rağmen, konut alıcıları bankalardan kredi kullanarak ev sahibi olmaya devam etti. Ancak, özellikle ilk el konut satışlarında düşüş yaşanması, inşaat sektöründeki arz sıkıntılarının ve yüksek inşaat maliyetlerinin etkisini gösteriyor. Satışlar, daha çok ikinci el konutlarda yoğunlaşırken, yeni projelere olan talep beklenen seviyeye ulaşamıyor.

SATIŞLAR ARTSA DA REEL KAYIPLAR DEVAM EDİYOR: 2025 yılının başında konut satışlarında gözle görülür bir artış yaşanmakla birlikte, artan enflasyon ve yüksek kredi faiz oranları nedeniyle reel kayıplar görülüyor. Konut alıcıları, artan fiyatlar ve yüksek faiz oranları sebebiyle alım gücünde düşüş yaşıyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli kesimin konut edinme imkanlarını kısıtlıyor. Ayrıca, yüksek inşaat maliyetleri ve sınırlı arz da konut fiyatlarının artışını tetikliyor.

YABANCIYA KONUT SATIŞLARINDA DÜŞÜŞ DEVAM EDİYOR: Mart ayında yabancılara yapılan konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,5 oranında azalarak 1.574 oldu. Ocak-Mart dönemi itibarıyla ise yabancılara yapılan satışlar, yıllık %19,5 oranında bir düşüşle 4.578’e geriledi. Mart ayında en fazla konut satışı yapılan iller sırasıyla İstanbul, Antalya ve Mersin oldu. Yabancı alıcılar arasında en çok konut satın alan ülkeler ise Rusya, İran ve Ukrayna olarak kaydedildi.

Konut Fiyatı Maliyetin, Maliyetler ise Enflasyonun Altında Kaldı

0
Konut Fiyatı Maliyetin, Maliyetler ise Enflasyonun Altında Kaldı

TÜİK’in aylık olarak açıkladığı İnşaat Maliyet Endeksi’nde şubat ayında gerçekleşen yıllık artış yüzde 23,94 oldu. Endeksteki artışın yüzde 38,10 olan Mart 2025 enflasyon oranının altında kaldığına dikkat çeken Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Arslan, “İnşaat maliyetlerinin enflasyonun altında, konut fiyatlarının ise inşaat maliyetlerinin bile altında seyrettiğini görebiliriz.” dedi. Arslan, ABD’nin mevcut gümrük uygulamalarının inşaat maliyetlerine düşürücü etki edebileceğini belirtti.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı İnşaat Maliyet Endeksi Şubat 2025 verisi, aylık bazda yüzde 1,24, yıllık olaraksa yüzde 23,94 artış kaydetti.

İnşaat maliyetindeki değişimin, enflasyon ve konut fiyatları ile kıyaslanarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Arslan, “Maliye ve Hazine Bakanımız Mehmet Şimşek liderliğinde ekonomi yönetiminin başladığı 2023 yılı altıncı ayına ait İnşaat Maliyet Endeksi, Konut Fiyat Endeksi ve Tüketici Fiyat Endeksi verilerini 100 baz puan olarak ele alarak günümüze değin değişimi grafiğe yansıttığımızda; inşaat maliyetlerinin enflasyonun altında, konut fiyatlarının ise inşaat maliyetlerinin bile altında seyrettiğini görebiliriz.” dedi.

İşçilik Maliyeti Artmaya Devam Ediyor

İnşaat maliyet endeksi yüzde 23,94 olarak gerçekleşirken; malzeme endeksi yüzde 19,49, işçilik endeksi ise yüzde 32,38 arttı. Maliyet artışlarını değerlendiren Arslan, “İnşaat Maliyet Endeksi’nin alt kırılımlarına bakıldığında inşaat maliyetlerindeki artışın, malzeme endeksini aşağı yönde, işçilik endeksini ise yukarı yönde baskıladığı görülmektedir.” dedi.

“Trump Yönetiminin Vergi Uygulamaları Yerli Sanayiciyi Zarara Uğratabilir”

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump yönetiminin uyguladığı gümrük vergilerinin ülkemizde olumlu ve olumsuz etkileri olacağını belirten Arslan, “İnşaat malzemelerinde oluşan arz fazlası sonucunda malzeme fiyatları, aşağı yönlü baskısını artırarak inşaat maliyetlerini olumlu yönde etkilerken yerli sanayi kuruluşlarımız bu süreçte zarar görebilir. Devlet yöneticilerimiz ve sektör ileri gelenlerinin gelişmeleri dikkatle takip edip yönlendirici olmaları gereken bir döneme giriyoruz.” dedi.

Build4U Fuarı, sektörün devlerini Antalya’da buluşturacak

0
Build4U Yurt dışı Satış ve Yeni Projelerin Entegrasyonu Direktörü Demet Çataklı Avcu

Türkiye’nin bina teknolojileri ve malzemeleri endüstrisini uçtan uca kapsayan ilk fuarı olma özelliği taşıyan Build4U, 4-6 Aralık 2025 tarihleri arasında Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Hannover Messe Sodeks Fuarcılık A.Ş. organizasyonu ve ANFAŞ iş birliğiyle düzenlenecek olan fuar, sektörün tüm bileşenlerini aynı çatı altında toplayacak. Avrupa, BDT ülkeleri ve MENA bölgesinden profesyonelleri Akdeniz’de buluşturacak olan Build4U Fuarı, Türkiye’yi bu alanda bölgesel bir merkez haline getirmeyi hedefliyor.

Antalya, 4-6 Aralık 2025 tarihleri arasında Türkiye’de ilk kez gerçekleşecek Build4U-Bina Teknolojileri ve Malzemeleri Fuarı’na ev sahipliği yapacak. Bina teknolojileri ve malzemeleri sektörünü uçtan uca kapsayan tek fuar olma özelliği taşıyan Build4U, dünya çapında sektör profesyonellerini Akdeniz’in kalbinde bir araya getirecek. Fuarda; enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik gibi hayati öneme sahip konular, en yeni teknolojilerle kapsamlı bir şekilde ele alınacak. Fuar, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık A.Ş. ile Anfaş Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş.’nin ortak organizasyonuyla 4-6 Aralık 2025 tarihlerinde gerçekleşecek. 

“Antalya’nın dünya ligindeki konumu bu fuarla daha da güçlenecek”

Bina teknolojileri ve malzemeleri alanındaki en son yeniliklerin Build4U fuarında sergileneceğini belirten ANFAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çayır Build4U’nun sadece Antalya için değil, Türkiye için de stratejik bir değer taşıdığına dikkat çekti.” İklim değişikliğiyle mücadelede rol model iller arasında yer alan Antalya, Dünya Bankası ve İller Bankası iş birliğiyle hazırlanan, ‘Yeşil ve Geleceğin Şehirleri Projesi’ kapsamında pilot il seçildi. Çevre ülkeler olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki işletmeler açısından stratejik bir bölge konumunda olan Antalya’da düzenlenecek olan Build4U-Bina Teknolojileri ve Malzemeleri Fuarı’nda, katılımcı firmalar hedef ziyaretçi kitlesine, ziyaretçiler de Türkiye ve dünyanın farklı noktalarından gelerek ürünlerini sergileyecek olan firmalara rahat bir şekilde ulaşabilecek. Özellikle inşaat alanında sürekli artan teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin yer aldığı bir fuarın Antalya’mızda düzenlenecek olması sağlayacağı büyük katkılar da bizler için mutluluk vericidir. Bu kapsamda; Hannover Messe Sodeks Fuarcılık ve Anfaş iş birliği ile gerçekleşen Build4U Bina Teknolojileri ve Malzemeleri Fuarı tanıtım çalışmaları için HANNOVER MESSE 2025 Endüstri Fuarını ziyaret ederek Build4U ekibi ile fuar özelinde de tanıtımlarımızı gerçekleştirdik. Fuarın sektörde bir ilk olacağını; Antalya’da ve Türkiye’de sektörün ihtiyaçlarını karşılayarak, yeni iş birlikleri sağlayıp; başarılı bir fuar olacağına inanarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. “diye konuştu. 

“Antalya uluslararası pazarlara açılmak isteyen firmalara güçlü fırsatlar sunacak”

Build4U Yurt dışı Satış ve Yeni Projelerin Entegrasyonu Direktörü Demet Çataklı Avcu ise, Antalya’nın, sadece turizm değil, yapı teknolojileri ve şehircilik alanındaki gelişmiş vizyonuyla da uluslararası yatırımcıların dikkatini çektiğini ifade etti. “Geniş ulaşım ağı, gelişmiş altyapısı, sanayi çeşitliliği ve yeşil şehir uygulamalarıyla stratejik bir konuma sahip olması nedeniyle Build4U Fuarı’nı bu ilde gerçekleştirmek bizim için oldukça önemli” diyen Demet Avcu, Antalya’nın bölge ülkeleriyle kurduğu ticaret köprülerine yeni halkalar ekleyerek, uluslararası pazarlara açılmak isteyen firmalara güçlü fırsatlar sunacağının altını çizdi.

“Fuar, Türkiye’yi çevre coğrafyada bir inovasyon üssü haline getirecek”

Üç salonda, 10 bin metrekarelik oldukça geniş bir alanda düzenlenecek Build4U Fuarı’nın, ‘Building the Future For You’ sloganıyla bina teknolojileri ve malzemeleri alanındaki en yenilikçi ürünleri, çözümleri ve teknolojileri bir araya getireceğini söyledi.  Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik odaklı yeniliklerin tartışıldığı, sektörün öncü buluşma noktası olacak Build4U Fuarı’nın ulusal ve uluslararası iş birliklerini güçlendirmeyi, katılımcıları ve ziyaretçileri için somut değer yaratmayı ve yenilikçi fikirlerle sektörün gelişimine öncülük etmeyi hedeflediğini ifade eden Demet Avcu, “Build4U, bina teknolojileri sektörünün tüm başlıklarını kapsayan, bölgesel ölçekte stratejik bir buluşma noktası olacak. Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Türk Cumhuriyetleri’nden Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyadan profesyonelleri Antalya’da bir araya getireceğiz. Türkiye, çevre coğrafyada artık sadece pazar değil, teknoloji ve çözüm üreten bir merkez olarak konumlanacak. Fuar aynı zamanda start-up’lardan büyük üreticilere kadar tüm oyunculara yeni iş birlikleri, inovatif çözümler ve ilham veren bir atmosfer sunacak. Fuar, akıllı bina teknolojileri, yeşil enerji çözümleri ve sektöre yön veren en yeni trendlerin gündeme taşınacağı etkinlik, profesyonellere geleceğin projelerini hayata geçirme noktasında yol haritası sunacak. Endüstrideki en yeni trendleri kapsayan konferanslar, eğitim odaklı sunumlar ve ticari iş birliğine yönelik cazip fırsatlar sunacak olan fuar, aynı zamanda, tüm katılımcılar için ilham verici bir deneyim yaşatacak” diye konuştu.

Fuarda sektördeki en güncel trendlerin takip edilebilecek

Build4U Fuarı’nın sektör profesyonellerine ayrıcalıklı fırsatlar sunan kapsamlı bir platform olacağını belirten Demet Avcu, bina teknolojileri ve akıllı şehir çözümlerine odaklanan en yeni ürünlerin ve teknolojilerin fuar alanında yer alacağını söyledi. Deutsche Messe AG’nin uluslararası gücüyle, sektörün dünya çapındaki liderleriyle güçlü iş ağlarının kurulmasının mümkün olacağını vurgulayan Avcu, ayrıca konferanslar ve eğitim oturumları aracılığıyla sektördeki en güncel trendlerin takip edilebileceği; bilgi paylaşımı ve sektörel gelişim açısından önemli bir zemin oluşturulacağını ifade etti.

Fuar kapsamında, sürdürülebilir yapılar ve şehirlerin geleceğine yön veren inovatif çözümler de katılımcılarla buluşacak. Karbon ayak izinin azaltılmasından çevreci malzeme kullanımına kadar pek çok başlıkta ilham verici uygulamaların öne çıkması bekleniyor.

HVAC-R Sistemlerinde Son Teknolojiler ANFAŞ’ta Sergilenecek

Antalya ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fuarda; Akıllı Bina Teknoloji ve Sistemleri, Akıllı Şehirler, Enerji, Enerji Verimliliği ve Sürdürülebilirlik, Yeşil Bina, Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Teknolojileri, Depreme Dayanıklı Bina Teknolojileri, Prefabrik ve Modüler Yapı Teknolojileri, Yapı Malzeme ve Sistemleri, Tesis Yönetimi ve HVAC-R gibi en yenilikçi ürünler, çözümler ve teknolojiler sergilenecek.

Turizmde Sessiz Lüks ve Doğallık Yükselişte

0
Doç. Dr. Demet Genceli

Gençlerin klasik lüks anlayışından uzaklaştığını belirten Yeditepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Demet Genceli, “Z kuşağı, bizden çok farklı tatil alışkanlıklarına sahip. Günümüzde gençler, lüks turizm dediğimizde kendilerine özel, kişiselleştirilmiş, otantik deneyimler sunan, kendilerini daha rahat hissedebilecekleri ve doğayla, kültürle uyumlu olabilecekleri yerleri anlıyorlar. Turizmde de sessiz lüks ve doğallık yükselişte” dedi.

Yeditepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Demet Genceli, 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan ‘Turizm Haftası’ dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. Genceli, “Yeni nesil Z kuşağı yani 1997-2012 arası doğan kuşak bizden daha farklı olarak daha kişiselleştirilmiş, dijitalle entegre, sürdürülebilirliğe önem veren ve deneyim arayan bir yapı içerisinde seyahatlere katılıyor. Bizim kuşak konfor arayışını, lüks ve rahatlığı ön plana çıkarıyor” dedi.

‘Sosyal Medya Yeni Neslin Seyahat Tercihlerinde Çok Önemli’

Z kuşağının tatil tercihlerini şekillendiren etkenlere değinen Genceli, “Araştırmalar, genç turistlerin yüzde 80’inin herhangi bir yere gitmeden önce mutlaka sosyal medyadan araştırma yaptığını gösteriyor. Sosyal medyada puanı daha yüksek olan yerleri tercih ediyorlar. Hem sosyal medyada hem de dijital kanallarda paylaşımlara ağırlık veriyorlar. Kısacası seyahat tercihlerinde dijital etkileşim, sosyal medya kullanımı, yeni neslin seyahat tercihlerinde çok önemli etkenler” diye konuştu. 

‘Sürdürülebilirliğe Önem Veren İşletmeler Gençlerin Daha Çok İlgisini Çekiyor’

Doğayla ve çevreyle entegre olmak, yerel ekonomiye katkı sağlamak, gittikleri yerlerdeki yerel insanlarla bir arada bulunmak, beraber deneyimler edinmek gibi noktaların gençlerin tercihlerini belirlediğini ifade eden Doç. Dr. Genceli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sürdürülebilirliğe önem veren, dijital konularda daha yaratıcı ve doğal kaynakları kendi faaliyetlerine entegre eden işletmeler gençlerin daha çok ilgisini çekiyor. Bu da daha çok tercih edilmelerine sebep oluyor. Bu kuşağın deneyimden kastı anı biriktirmek: ‘Yamaç paraşütü nerede yapılır, macera turizmi nasıl olur, yerel topluluklarla bir sofrayı paylaşmak nasıl bir deneyim olur, bir çay toplama etkinliği gençlere nasıl bir katkı sağlar’ diye düşünüyorlar. Bir çiftlikte yaşamak, doğa yürüyüşleri yapmak, kamp yapmak gibi etkinliklerin içinde olmak istiyorlar.”

‘Ekonomik Olarak da Katkıda Bulunmak İstiyorlar’

Sürdürülebilirliğin sadece çevresel sürdürülebilirlik olmadığını aktaran Demet Genceli, “Sürdürülebilirliğin doğayı korumanın, çevrede karbon salınımını azaltmanın, doğal kaynaklara zarar vermemenin yanı sıra ekonomik ve kültürel boyutları da var. Gençler sadece çevresel sürdürülebilirliği önemsemiyor ekonomik olarak da katkıda bulunmak istiyorlar. Gittikleri bölgede yerel insanlara da bir katkıda bulunmak istiyorlar. Onların el emeklerini satın almayı, ekonomilerine katkıda bulunmayı ve aynı zamanda kültürel değerlerine de sahip çıkmayı önemsiyorlar” dedi.

‘Gençler Puanı Yüksek Olan Yerleri Tercih Ediyor’

Turizm yatırımcılarının iyi puanlara sahip olması gerektiğini aktaran Genceli, “Çünkü gençler gerçekten iyi bir araştırma yapıyor ve puanı yüksek olan yerleri daha çok tercih ediyor. Fakat puan yüksekliğinde bu işletmelerin sürdürülebilirlik kapsamında yaptıkları işler de öne çıkıyor. Örneğin işletmede sadece bez poşetler kullanılması, ürünlerin çevredeki çiftçilerden alınması, yemeklerin yerel halkın ürünlerinden yapılması, güneş enerjisi panelleri kullanılması gibi yazılar ve yorumlar gençlerin çok ilgisini çekiyor. Bir işletmeyi seçerken de öncelikle bunları göz önünde bulunduruyorlar” dedi.

‘Artık Dünyada Sessiz Lüks Kavramı Var’

Genceli, “Artık dünyada öne çıkan moda endüstrisinden başlayan bir kavram var: ‘Sessiz lüks’. Turizm endüstrisinde de bu kavram en pahalı, lüks ve gösterişli yerlerden ziyade daha kişisel hizmetler sunabilecek, otantik yerlere gitmek olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde gençler, lüks turizm dediğimizde kendilerine özel, kişiselleştirilmiş, otantik deneyimler sunan, kendilerini daha rahat hissedebilecekleri ve doğayla, kültürle uyumlu olabilecekleri yerleri anlıyorlar. Turizmde de sessiz lüks ve doğallık yükselişte. Turizmde ‘sessiz lüks’ kavramını gerçekleştirebilen bölgeler Bozcaada, Ayvalık, Kaş gibi yerler. Antalya’da ise lüks kavramını otellerin pahalılığı, büyüklüğü, oda sayıları ve sundukları hizmetlerde görüyoruz. Dolayısıyla şu an gençlerin Antalya’daki 5 yıldızlı tatil otellerinden ziyade Bozcaada’da bir butik otel, Datça’da pansiyon veya Kaş’ta yerel halkla yaşayabilecekleri bir kır evi tarzında yer tercih ettiklerini görüyoruz” dedi.

Turizmde de sessiz lüksün yükselişte olduğunu aktaran Genceli, “Özellikle gençlerin hiç duymadığımız bilmediğimiz çok güzel hizmetler veren butik yerler, tatil köyleri, kamp alanlarını bulduklarını görüyoruz” diye konuştu.

‘Turizmle Hiçbir Bağlantısı Olmayan Kişilerin Yatırımlarını Görüyoruz’

Girişimcilerin etki ve yöneticilik odaklı girişimcilik yapması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Demet Genceli, şöyle devam etti: “Yalnızca kârı değil sosyal faydayı da düşünmeleri gerekir. Şu anda turizm alanındaki girişimlere baktığımızda, turizmle hiçbir bağlantısı olmayan, çok fazla fikri olmayan bu işten bir gelir sağlamak isteyen kişilerin yatırımlar yaptığını görüyoruz. Ama profesyonel bir turizm yatırım danışmanıyla çalışmanın çok büyük faydaları var. Şu an Şarm El-Şeyh’te özellikle çok yükselen turizm yatırımları var. Yatırım danışmanı profesyonellerle çalışıyorlar. Bu kişilerden aldıkları fikirlerle sektöre gençlere ve talebe uygun çok güzel yerler inşa etmeye ve çalıştırmaya başladılar. Bunun yanı sıra yerel değerlerle entegre ürünler sunması gerekir. Yatırımcıların yerel değeri koruduklarını göstermeleri lazım. Sosyal medyayla iç içe olmaları lazım. Mutlaka etkin ve özgün içerikler sunmaları lazım. Ne kadar sürdürülebilir olduklarına, nelere önem verdiklerine işletmelerinde veya destinasyonlarda hangi açılardan sürdürülebilirliği koruduklarını mutlaka belirtmeleri lazım.”

KONUTDER: “İstanbul’un Her Yıl Ortalama 122 Bin Yeni Konuta İhtiyacı Var”

0
Konut

Stratejisi Raporu’nun Yenisini Açıkladı: “İstanbul’un Her Yıl Ortalama 122 Bin Yeni Konuta İhtiyacı Var”

KONUTDER, PwC Türkiye’ye hazırlattığı İstanbul’un Gelecek 10 Yıllık Konut İhtiyacının Tespitine yönelik strateji raporunu güncel veriler eşliğinde yeniden yayınladı. 2025–2034 yıllarına yönelik projeksiyon yapan araştırmaya göre İstanbul’a 10 yılda 1 milyon 220 bin yeni konutun kazandırılması gerekiyor. Geçtiğimiz yılın raporunda bu rakam 1 milyon 230 bin olarak kayda geçmişti.

Göç hareketlerinin konut ihtiyacına etkisi raporun en çarpıcı bölümlerinin başında geliyor. Buna göre göç hareketleri ve geçici koruma kapsamındaki tersine göç sebebiyle İstanbul’da 127 bin ev boşalacak ve ihtiyaç buradan karşılanacak.

İstanbul nüfusu %3 artışla 2034 yılında 16,2 milyona çıkarken demografik yapımızın değişmesiyle hane sayısı %20 artışla 6 milyona çıkıyor. İstanbul’daki hane halkı sayısı düşerken tekil yaşamda bir artış gözlemleniyor. Bu da konut tiplerini küçültüyor ve 1+0 gibi küçük metrekare evlere daha çok ihtiyaç olduğuna işaret ediyor.

“İstanbul’un Gelecek 10 Yıldaki Konut İhtiyacının Tespiti” araştırması hakkında görüşlerini dile getiren KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova: “ Ocak 2024’te ilkini kamuoyu ile paylaştığımız rapora tüm kamuoyunun, sektör temsilcilerinin, basın mensuplarının, akademisyenlerin ve bürokrasinin gösterdiği yoğun ilgiye teşekkür ediyoruz. Her yıl yenilemeyi hedeflediğimiz rapor toplumun çok farklı kademelerinde karşılık buldu. Gördüğümüz takdir ve ilgi ikinci raporun hazırlanmasında bizleri daha da motive etti. Kadim şehir İstanbul’un gelecek on yıllarının planlanmasında sadece sektöre değil toplumun tamamına ışık tutacak bir kaynak oluşturmayı amaçlıyoruz. KONUTDER olarak inanıyoruz ki; tüm sektör paydaşlarının planlama yapabilmesi ve strateji geliştirebilmesi için önce konut ihtiyacının belirlenmesi gerekmektedir.”

Düşen hane halkı sayısı ve artan tekil yaşam konut tiplerini değişime zorluyor

2024’te yayınlanan ilk raporda gelecek 10 yılda, yıllık ortalama 123 bin konut ihtiyacı, bu yılın araştırmasında 122 bin adet olarak benzer bir tablo çiziyor. Rapordaki değişimleri değerlendiren Ramadan Kumova: “Hane yapısı ve demografik yapı değişiyor. Gerileyen hane halkı sayısının yanı sıra artan tek kişilik hane sayısı ve bekâr nüfustaki artış öngörüsü konut tiplerinde de bir değişime ve 1+0 gibi küçük metrekare evlere daha çok ihtiyaç olduğuna işaret ediyor. Üreticinin bu ihtiyacı karşılayabilmesi mevcut mevzuatla mümkün olmadığı için bunun tekrar gündeme gelerek tartışılmasını doğru buluyoruz. Geçmiş 5 yıldaki göç hareketlerinde pandemi ve ekonomik faktörler nedeniyle hızlı değişimler gözlemlense de önümüzdeki 10 yılda daha dengeli bir göç trendine dönüşeceğini öngörüyoruz. İstanbul’un ikametgâha dayalı nüfusunu ortaya koyan faktörleri de demografik yapının değişmesiyle izliyoruz. İkametgâha dayalı olmayan talepte ise ekonomik koşullara bağlı olarak daha hızlı değişimler yaşadığını araştırmamızda karşımıza çıkıyor. Kendi içindeki faktörlerin değişimlerinin sonunda geçen yıla yakın bir talep olduğunu görüyoruz.” dedi.

Aile Yapısı Küçülüyor, Hane Sayısı Büyüyor

Konut ihtiyacını belirleyen en temel değişimlerden biri, hane büyüklüğündeki dramatik düşüş olarak rapora yansıyor. Buna göre;

  • 2012 yılında 3,57 olan ortalama hane halkı büyüklüğü, 2024’te 3,13’e ve 2034’te ise 2,68 kişiye kadar gerileyecek. Bu gerileme konut ihtiyacının daha hızlı artmasına sonuç vermektedir.

Buna paralel olarak:

  • Tek kişilik hanelerin oranı %17,1’den %21’e çıkıyor.
  • Bekâr birey oranı %42’den %44’e yükseliyor.

Nüfus artış hızı ve yaş değişimi de konut ihtiyacında önemli bir etken. Buna göre;

  • İstanbul’un nüfus artışı 2024 yılında son 10 yılın ortalamasının altında kalıyor. 2015-2024 arasında ortalama artış hızı %0,77 iken 2023-2024 arasındaki değişim sadece %0,29 ile sınırlı kalıyor.
  • İstanbul’un kaba doğum oranı 2014’te %1,56 iken 2024 yılında %0,99 düşüyor. 2034 yılı tahmini ise %0,79’a düşmesi yönünde.
  • İstanbul nüfusu yaşlanıyor. 50 yaş üzeri nüfus oranı 2024 yılında %25’ken 2034 yılında %33’e çıkıyor.

Göç Hareketleri Dengeleri Değiştiriyor; İstanbul’da 89 bin Ev Boşa Çıkıyor

İstanbul’un konut ihtiyacını etkileyen en önemli unsurlardan biri de göç hareketleri. Rapor verilerine göre:

  • Araştırmamızın kapsamına göre İstanbul’un toplam net göç hareketlerinde 2023’te yaşanan 336 bin kişilik kaybın ardından 2025’te 20 bin kişilik bir kayba kadar düşüyor. Gelecek 10 yılda (2025-2034) şehrin yıllık ortalama 11 bin göç alacağı tahminlenmiştir.
  • Önümüzdeki 10 yılda net iç göçün dengeli bir seyir izleyeceğini ve 27 bin net iç göç vereceğimiz öngörülmektedir. Net dış göçe baktığımızda ise yine bir dengelenmenin yaşanacağı ve 136 bin net dış göç alacağı beklenmektedir. Önümüzdeki 10 yılda İstanbul’un toplam 109 bin kişi göç alacağı beklenmektedir.
  • Göç hareketlerinin hane sayısına etkisi ise demografik veriler ile 89 bin evin boşalacağı tahmin edilmektedir. Bunun dışında, geçen yılki raporda geçici koruma kapsamındaki bireylerin konut ihtiyacına etkisi yokken son dönemde gerçekleşen tersine dış göç senelik ortalama 3.800 adet konutun boşalmasına neden olacaktır.

Evlilik Azalıyor, Boşanma Artıyor

Toplumsal yapıyı şekillendiren bir diğer önemli değişken medeni durum:

  • Evlilik oranları 2014-2024 yılları arasında yıllık birleşik büyüme oranı % -0,7 iken 2025-2034 aralığında % 0,3’e yükseliyor.
  • Aynı dönemlerde boşanmalara bakıldığında geçen 10 yılda yıllık %2 artış yaşanırken gelecek 10 yılda bunun %0,9’a düşmesi öngörülüyor.

Bu değişim, konut politikalarının sadece adet bazlı değil, kullanım tipi ve yaşam senaryosu odaklı yeniden tasarlanması gerektiğini de ortaya koyuyor.

İkametgaha dayalı olmayan konut talebinde 2024 yılında düşüş yaşandı. Gelecek 10 yılın projeksiyonunda da geçen seneki raporumuza göre düşüşün olacağı ön görülmektedir.

Öğrenciler ve Turizm Amaçlı Talepler Yükseliyor

  • İstanbul’daki ikametgâhını değiştirmeyen üniversite öğrencileri için yıllık 3 bin 300 konuta ihtiyaç olacağı görülüyor.
  • Turizm amaçlı talep yıllık 4 bin 800 konut,
  • Yabancı yatırımcılara yönelik yıllık 4 bin 200 konut,
  • İkinci ev sahipliğinde ise yıllık 3 bin konuta gereksinimi öngörülüyor.

Kentsel dönüşüm için modüler inşaatla 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün

0
Kentsel dönüşüm için modüler inşaatla 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün

İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimizin hızla olası depremlere hazırlanması gerekiyor. Niteliksiz yapıların yıkılıp yerlerine deprem dirençli yapıların inşa edilmesini amaçlayan kentsel dönüşüm süreçlerinde hızla hareket edilmesi büyük önem taşıyor. Kentsel dönüşüm süreçlerinde, modüler inşaat tekniklerinin hızlı ve güvenli bir çözüm sunduğunun altını çizen Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “Geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha dayanıklı olan ve 2-3 katı hızlı tamamlanan çelik yapılar, depreme karşı hem hızlı hem de güvenli bir çözüm sunuyor, ülkemizin olası depremlere hazırlanabilmesi için hızlı inşaat yapabilmek çok değerli. Modüler inşaat teknikleriyle 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün” dedi.

23 Nisan’da Marmara Denizi’nde meydana gelen 6, 2 şiddetindeki deprem ve artçıları ülkemizi deprem gerçeğiyle bir kez daha yüz yüze getirdi. Resmî açıklamalara göre; İstanbul’da 1,5 milyon riskli bina bulunuyor ve bu yapıların yüzde 30’unun acilen dönüştürülmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılmasıyla yaklaşan deprem tehlikesine karşı önlem almak ve 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün. 

Modüler inşaat, kentsel dönüşümde ülkemize ciddi bir zaman kazandırabilir

Modüler inşaat, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, 2 veya 3 boyutlu modüllerin fabrikalarda üretilip şantiyede birleştirilmesini içeriyor. Bu yöntem, inşaat sürecini hızlandırırken iş gücü ihtiyacını da azaltıyor. Modüler teknikler, inşaatın planlama, tasarım ve montaj aşamalarını eş zamanlı yürüterek, geleneksel yöntemlere göre süreci yüzde 40’a varan oranda kısaltıyor. Bu da modüler inşaatın kentsel dönüşüm anlamında ülkemize ciddi bir zaman kazandırabileceğini gösteriyor. 

Çelik taşıyıcılı yapılar, endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hatalarına karşı çok daha fazla güvenilirler. Fabrikalarda, iklim koşullarından bağımsız üretildiklerinden 2-3 kat daha hızlı inşa edilebiliyorlar. 

İstanbul’da deprem riski taşıyan yaklaşık 3 milyon 800 bin konut bulunuyor

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda 6 milyon 384 bin. Bakanlık verisine göre, bugüne dek kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandı yani 2000 öncesi yapıların yüzde 16’sı yeni yönetmeliklere göre inşa edildi. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak (kuşkusuz ki bu sadece bir varsayım), İstanbul’da hâlâ yüksek sayıda deprem riski taşıyan konut var demektir.” diyor.

Senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor

Depremlerde yıkılmayacak yapıların inşa edilmesinin can ve mal kayıplarını önlemesinin yanında büyük ekonomik kayıpların da önüne geçeceğinin altını çizen Şimşek, “Bir senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor. Ülkemizin kapasitesi ise 50 milyon ton. Bu üretim için 72 bin adet insan gücüne ihtiyaç var. 2023 verilerine baktığımızda resmi rakamlara göre 3,5 milyon iş arayan bulunmakta. Bu üretim için ise 6 adet TOGG Fabrikası kapalı alanına denk gelen bir fabrika kurmalıyız. Kısacası, tüm bu şartları yerine getirebilirsek üç yılda 1 milyon modüler konut üretebileceğimizi söyleyebilirim.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

“Prof. Dr. Naci Görür: Deprem dinamiğine uygun yapılar tasarlayarak depremin etkilerini azaltabiliriz”

Geçtiğimiz dönemde, depreme karşı dirençli yapılara yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirdikleri “Çelik Mikrofon” YouTube kanalında Prof. Dr. Naci Görür’ü ağırladıklarını belirten Melih Şimşek, “Prof. Dr. Naci Görür programda; ‘dünyanın nabzı’ olarak nitelediği depremlerin kaçınılmaz olduğunu belirterek, insanları depremin değil, göçen binaların öldürdüğüne dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yeni bina yapımında kat sayısını azaltmak ve hafif malzeme kullanmak önemli.” dedi.

Doğtaş, Yeni Mağazasını Hatay’da Açtı

0
Doğtaş, Yeni Mağazasını Hatay’da Açtı

Mobilya sektörünün öncü markası Doğtaş, Hatay’ın Payas ilçesinde açtığı 1200 metrekarelik alana sahip 3 katlı yeni mağazası ile büyüme ivmesini sürdürüyor.

Doğtaş, Türkiye’nin dört bir yanında açtığı mağazalarıyla büyümeye devam ediyor. Hatay’ın Payas ilçesinde yeni mağazasını açan marka, Hatay’daki mağaza sayısını 5’e çıkardı. Ulaşılabilir olmaya, trendleri yakalamaya ve yenilikçiliğe her zaman önem veren Doğtaş’ın 1200 metrekarelik alana sahip 3 katlı yeni mağazasının açılışı Doğanlar Mobilya Grubu CEO’su İsmail Doğan ve Doğtaş Genel Müdürü İlhan Tunçman’ın katılımıyla gerçekleşti. 

Büyüme stratejileri doğrultusunda yeni atılımlar yapmaya devam ettiklerini belirten Doğtaş Genel Müdürü İlhan Tunçman; “Doğtaş olarak Türkiye’nin dört bir yanına yayılan güçlü mağaza ağımızla her geçen gün daha fazla haneye ulaşmanın, daha fazla insanın yaşamına dokunmanın gururunu yaşıyoruz. 1972 yılında Çanakkale Biga’da doğan markamız, bugün hem yurt içinde hem de yurt dışında güven ve kaliteyle anılıyor. Tasarıma, fonksiyonelliğe ve kaliteye verdiğimiz önemle büyümeye, büyürken de yaşam alanlarına değer katma misyonumuzdan ödün vermemeye devam ediyoruz” dedi. 

Evleri eşsiz tasarımla donatacak trend mobilyalarla yaşam alanlarına şıklık ve zevk katan Doğtaş, evlenenler, evini yenileyenler ya da dekorasyon ihtiyacı olanların istek ve ihtiyaçlarını en iyi anlayıp onlara istedikleri yaşam alanlarını yaratmalarında destek olmaya devam ediyor. Doğtaş’ın yeni koleksiyonları; home ürünleri, çocuklar için konfor ve eğlencenin adresi ‘Genç’ koleksiyonları, balkon ve bahçelerde bahar, yaz aylarının keyfinin doyasıya çıkarılacağı ‘Garden’ ürünleri yeni mağazalarında misafirlerini bekliyor.